İçeriğe geç

Lakap ve unvanlar neden kaldırıldı ?

Lakap ve Unvanlar Neden Kaldırıldı?

Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşılaştığımız bir tartışma var: “Lakaplar ve unvanlar neden kaldırıldı?” Bir tarafta, bu kararın toplumsal eşitlik ve modernleşme adına atılmış doğru bir adım olduğu görüşü var. Diğer tarafta ise, bu tür unvanların ve lakapların bir şekilde kişisel kimliklerimizi, toplumdaki rollerimizi tanımladığı ve onların bir parçası olduğu fikri var. Hadi gelin, bu kararı derinlemesine inceleyelim ve “Lakap ve unvanların kaldırılması gerçekten de doğru bir karar mı?” sorusunu tartışalım.

Lakap ve Unvanların Kaldırılmasının Güçlü Yönleri

Öncelikle, bu adımın iyi taraflarından bahsedelim. Kaldırılmasının ardında yatan en temel sebeplerden biri, toplumsal eşitsizliği azaltmak ve herkesin aynı seviyeye çekilmesidir. Hani bazen vardır ya, iş yerinde bir unvanla “Beyefendi” veya “Hanımefendi” diye hitap edersiniz, kendinizi bir anda çok küçük hissedersiniz. Bu tür unvanlar, ne yazık ki bazen insanlar arasında mesafeler yaratır. Ne kadar farkında olmasak da, bir unvan ya da lakap, insanları hiyerarşiye sokabilir. İşte bu yüzden, unvanların kaldırılması, aslında toplumsal eşitliği sağlamak adına atılmış bir adımdır. Özellikle iş yerlerinde ve devlet kurumlarında, unvanların ortadan kalkması, daha samimi ve eşit bir ortam yaratabilir.

Bir de şu var: “Yüksek unvanla birisiyle konuştuğunda, nasıl yaklaşacağını bilemiyorsun.” Bu, insanın ruhunu gerçekten yoran bir durum. Herkesin birbirine “Sen” demesi, daha yakın bir ilişki kurmamıza olanak sağlar. Yani bir öğretmene “Hocam” demek yerine, “Adem” demek bence daha insancıl. Çünkü neticede hepimiz birer insanız. Unvanlar ve lakaplar, bazen insanlar arasında yapay duvarlar oluşturuyor. “Benim adım Çağatay, benden önceki öğretmen de Çağatay’dı, ama ona ‘Hocam’ diyorlardı. Şimdi ben de niye aynı şekilde hitap edeyim?” şeklindeki bir bakış açısı aslında insanları gereksiz yere bölen bir anlayışa dayanıyor.

Modern Toplumda Eşitlik İçin Bir Adım

Unvanların kaldırılması, modernleşme sürecinin bir parçası gibi de görülebilir. Özellikle sosyal medyanın etkin bir şekilde hayatımıza girmesiyle, “unvan” ve “lakap” meselesi de biraz eski moda hale geldi. Artık herkesin sosyal medya hesabı var ve kimse kimseyi “efendi” ya da “bey” olarak anmıyor. Hatta, bazen kendini “influencer” diye tanıtan ama çok da influencer olmayan tipler bile var, değil mi? Ama işte bu da demek oluyor ki, unvanlar ve lakaplar, gerçekten kişiliğimizi yansıtmaktan çok, toplumda belirli statüler yaratıyor. Bu, bence hala eski kafalı bir yaklaşım. Modern dünyada bir insanın değerini belirleyen şey, unvanı değil, yaptıkları ve söyledikleridir.

Lakap ve Unvanların Kaldırılmasının Zayıf Yönleri

Evet, şimdi de biraz bu kararın zayıf yönlerine göz atalım. Kaldırılan lakap ve unvanlar, aslında insanların toplumsal kimliklerini oluşturuyordu. Bir insana hitap ederken, o unvanlar bir tür saygı ifadesiydi. Tabii ki, günümüzde lakaplar ve unvanlar, gereksiz yere bir ayrımcılığa dönüşebilir; ancak ne yazık ki, bir toplumda kimliğini ve statüsünü kaybeden bir insan, o boşluğu dolduracak yeni bir referans noktasına ihtiyaç duyar. Unvanlar, toplumsal hiyerarşiyi belirleyen önemli unsurlar olarak yer alıyordu. Bunların kaldırılması, aslında kişilerin kendilerini tanımlamada zorlanmalarına neden olabilir.

Örneğin, İzmir’deki bir kahve dükkanında, oranın yöneticisine “Abi” diye hitap etmek, oradaki samimiyetin bir göstergesi olabilir. Ama bu, her zaman bir takım karışıklıklara da yol açabilir. “Abi” derken gerçekten saygıyı mı ifade ediyoruz, yoksa sadece bir şekilde karşımızdakine yakınlaşmaya mı çalışıyoruz? Unvanlar ortadan kalkınca, insanlar kendilerini nereye koyacaklarını şaşırabilirler. Ayrıca, bu unvanların tarihsel bir anlamı da vardı. Bir profesöre “Profesör” demek, ona bir anlam yüklerken, bazen de toplumun saygısını kazanmasına yardımcı oluyordu. Ama unvanlar kaldırıldığında, bu tür yapılar kayboluyor. Yani, özünde biraz kafa karıştırıcı.

Bireysel Kimlik Krizi ve Karışıklık

Şunu da unutmamak gerek: Unvanların kaldırılması, belki de insanların kimliklerinin bir parçası olmasına engel olmamalıydı. Hepimizin bir kimliği ve duruşu var; bu kimlikleri belirlemede unvanlar bir araç olabilir. Bu yüzden, unvanların ve lakapların ortadan kaldırılması, bazen insanları neyi nasıl söyleyeceklerine karar veremeyen, belirsiz bir hale getirebilir. Özellikle toplumda saygı ve hiyerarşi önemli unsurlar olduğunda, unvanları ortadan kaldırmak, bazen daha fazla kafa karışıklığı yaratabilir.

Sonuç: Toplumsal Dengeyi Bulmak

Sonuç olarak, lakap ve unvanların kaldırılması kararı, temelde doğru bir düşünceye dayanıyor olabilir. Toplumda eşitliği sağlamak, insanları statülerine göre ayırmamak önemli bir hedef. Ancak bu karar, aynı zamanda bir takım kafa karışıklıklarına ve zorluklara da yol açabilir. Unvanlar ve lakaplar, bazen kimliğimizi oluşturmanın bir aracıydı. Belki de bu kararla birlikte, bu boşluğu dolduracak yeni bir dil geliştirmemiz gerekiyor. Ama bir şey kesin: “Kardeşim” demek, herkese hitap etmenin yeni, özgürleştirici bir yolu olabilir, ama yine de her şeyin bir yeri var. Lakap ve unvanları ne kadar kaldırırsak kaldıralım, bir şeyler eksik kalıyor. Yine de, belki de biz hala daha eski kafa bir toplumuz ve buna alışmamız zaman alacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vdcasino giriş